Sunday, December 28, 2008

...senin için bu hayat yaşamaya değer...

isyan etmenin faydası yok, hayat bu ve böyle işte. Keyfini çıkaracaksın. Ben de öyle yapıyorum zaten. Mutfakta ki dağ gibi bulaşığın keyfini çıkarıyorum. Haftalardır toplanmamış yatağın, aylardır toplanmamış odanın keyfini çıkarıyorum. 2 sini 15 e aldığımız röprodüksiyonlarla yarattığımız kendi sanatsallığımızın keyfini çıkarıyorum. Kara kalem tablonun karşısındaki pankartın keyfini çıkarıyorum. Girişte ki boya kutularının keyfini çıkarıyorum. Mimarlığın önünde deli danalar gibi top oynamanın keyfini çıkarıyorum. Makineci damgasıyla dolaşmanın keyfini çıkarıyorum. Zor da olsa son sınıf olmanın keyfini çıkarıyorum. Evde ki tek bitki olan bambuların keyfini çıkarıyorum. En güzel yanı, nohut pilav olan okulumun kafelerinin tadını çıkarıyorum. Yürüme 2 dakika da denize ulaşabilmenin verdiği ferahlığın keyfini çıkarıyorum. Senin bile keyfini çıkarıyorum. Seni özlemenin keyfini çıkarıyorum. Sebebsiz özlemin bile keyfini çıkarıyorum. Sözü bile yok halbuki. Bu ve bunun gibi bir sürü şey işte. Çıkarıyorum işte. Tıpkı senin dizelerinde ki gibi;

Ama sizin adınız ne?

Benim dengemi bozmayınız..

No comments: