Monday, February 25, 2008

Bahar geldi.Çiçekler açıyor,kuşlar ötmeye başladı.

Baharı karşılama;beynelmilel birşey işte...
Bahar pankartı @ Yıldız | Salı | 15:00

Friday, February 22, 2008

Dün gece ansızın kapı çalındı. 'kim bu münasebetsiz acaba?' dedim kendi kendime... gittim açtım, gelen bendim, evet bendim. 'vaay' dedim, 'arkadaş bir insan bu kadar mı kimsesiz olur, bu kadar mı yalnız olur?'

Umut Sarıkaya

Friday, February 15, 2008

Dışımızda bronz bir İzmir akşamı...

Monday, February 11, 2008


Bak koçum! belli olmuyor ama benim bir tek kulağımın arkası kaldı. Artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim.
Sevgililer...Heh..Bizim olanlar ya da olmayanlar...
Hepsi iz bırakır. bu izler şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor. hepsi kalır! ama inan yeni izler de olacak. yaşlıları düşün...
sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler. ama öyle değil. heh!.. ne kadar acı çekersen çek şunu hiç unutma; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer...
Ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya, ya da resim olurlar senin gibi; kazına kazına.

Friday, February 08, 2008


insan memleketini niye sever?
baska caresi yoktur da ondan...
ama biz biliriz ki bir yerde mutlu ve mesut olmanin tek sarti orayi sevmektir.
orayi seversen orasi dunyanin en guzel yeridir...
ama sen dunyanin en guzel yerini sevmezsen orasi dunyanin en guzel yeri degildir.

Thursday, February 07, 2008

dost ağızlarda sana dair cümlelerin ıslatılması..
adını anmak..
yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel avuntularına,
sırt çevirip senden söz açmak..
biraz gülünç, biraz utangaç..
yine de çok güzel...

Wednesday, February 06, 2008

Sweeney Todd The Demon Barber Of Fleet Street !

Aytek abi işte herzaman ki gibi.Üstler biraz kalsın bu sefer...

Monday, February 04, 2008

My Blueberry Nights

Elizabeth: So what's wrong with the Blueberry Pie?

Jeremy: There's nothing wrong with the Blueberry Pie, just people make other choices. You can't blame the Blueberry Pie, it's just... no one wants it.

Elizabeth:
Wait! I want a piece.

Veda etmek;ne kadar zor, ne kadar kolay !